Böyle giderse FISKİYEYİ ben kıracağım! / İBB Beyaz Masa ve Park ve Bahçeler Müdürlüğünün Cevapları

SU!

Hepimiz eminim biliyoruz ve farkındayız suyun öneminin. UN Water’a göre 748 Milyon insan hala sağlıklı tertemiz içilecek suya erişemiyor. Büyük rakam. Büyük ve üzücü bir rakam. Teknolojinin zirveye oynadığı dönemlerde böyle acı rakamlara sahip olmak temiz içilecek suya ulaşan insanların umursamazlığı ve israfından da kaynaklanıyor biraz. Yani bunda da payımız var. Hatta 3. Dünya Savaşının “su”dan sebeplerle çıkabileceği teorilerinin yanında bazı araştırmalara göre 2050 yılında 2.5 Milyar insanın su sıkıntısı çekebileceği yönünde. Bu tip araştırmaları detaylı ve uzun yazabilirim ancak şu an konumuz FISKİYELER ve fıskiyeler detayında tüm bu tip ufak gözüken detaylarda gizli duran ama bir şehri güzel gösterecek ufak dahi olsa israfı önleyecek şeyler.

Dinimizin ne denli israfa karşı olduğunun bilinci de hiç yoksa bile kulaktan dolma bir şekilde hepimiz de var. İnsan olarak zaten kendimizden başkasını da düşünerek israf etmeme dürtüsüne sahip olmamız gerekir. E bizi yönetenler de bizim aramızdan çıkıyorlar madem, bu özelliklere sahip olduklarını düşünüyorum.

Günlerdir denk geldiğim bir sahne beni rahatsız ediyor artık. Yer ve zaman belirtmeme gerek yok, çünkü siz de karşılaşıyor veya karşılacaksınız çok yakında. Belediyelerimizin yeşil alanlarda yaptığı saçma sapan, kontrolsüz, rahatlıkla israf diyebileceğimiz fıskiyeli sulama çalışmaları… Elbette Belediye Başkanlarının tüm yeşillik alanları gezmesini bekleyemem. Ki bence gezsin ay yılda 1 gününü buna ayırsın. Belediyelerimizin bünyesinde yer alan Park ve Bahçeler Müdürlüğü ne işe yarar? Bu müdürlüğün görevleri nelerdir? Soruların cevabına benim şuan sizlere yazdığım konunun girdiğini belirtmeme gerek yok.

Bir görevli işçi (taşeron belki) çimlerin arasından bir kapak açıp suyu açıyor ve başlıyor cümbüşlü israf şenlikleri. Suyu çim hariç her yere, insanlara, arabalara, yollara, kaldırımlara fırlatmayı başaran, fıs fıs sesiyle kalplere dokunan, dönerken acaba benim üstüme denk gelecek mi hızlı mı yürüyeyim geçebilecek miyim acabalara sebep olan, bazı zamanlar otomatik bir sistemi olmadığından kapatılmakta geç kalındığı için çimlere çimlerin ihtiyacından fazlasını veren, yollara, kaldırımlara, tozla karışıp çamur olup insanların ayakkabılarına bulaşan,  müthiş bir sanat eseri çıkıyor ortaya.

Elbette müthiş bir sanat eseri dediğime bakmayın, fıskiye ve sulama denmez buna bu tam bir israf makinesi!

Tüm bunlar o fıskiye sistemine, o işçiye, o elektiriğe harcanan paranın da israf olduğunun kanıtı boşa giden suyun yanında. 2015 yılında, şoförsüz arabalarla yolculuğun başladığı bu yılda hala daha tam otomatik fıskiye sistemini kuramayan başta İlçe Belediyelerine, sonrasında Büyükşehir Belediyemize teşekkür etmiyorum. Bize, İstanbul gibi özel bir şehire ve bu şehrin sakinlerine bu sahneleri her yıl, her bahar, her yaz yaşattıkları için yazık.

Peki soruyorum; bu işçilerin kafasına göre ayarlayıp bırakıp gittiği, litrelerce suyu çimler yerine yollara, kaldırımlara, insanlara, arabalara fırlatan veya kapatılmadığından israfa yol açan o küçük sevimli fıskiyelerin kontrolü bu kadar mı zor yoksa umursamıyor muyuz nasıl olsa su var diye?

Fıskiyeleri kırıp, bozup kamu malına zarar verecek kadar cahil ve gerizekalı değilim. Ancak Belediyelerin ve özellikle Park ve Bahçe Müdürlerinin de benim gibi her türlü israfa ve güzelliği bozan bu detay ve ayrıntılara dikkat etmeyip, önlem almayacak, umursamayacak kadar gevşek olmaması gerekir. Yani o park ve bahçeleri, yol kenarında yer alan güzel yeşil çimler ve rengarenk çiçekleri yaparken biraz daha kafamızı çalıştırıp otomatik, zaman özelliğine sahip uzaktan merkezden ayarlanabilen sistemlerin altyapısını kurup sonrasında üzerine o güzellikleri koysak. Kusura bakmayın ama isteseler ve bunu dert edinseler yaparlar. Öyle büyük bütçelere sahip belediyeler için bu işler küçük işler.

Boş durmadım. İBB Beyazmasaya sordum soruları. Sorularım şunlardı;

“Sn. Yetkili,

Bahar ve yaz ayları geldiğinde kendimi bildim bileli aynı görüntülerle İstanbulun her yerinde karşılaşıyorum. sulama sistemleri düzgün ve verimli çalışmıyor! Yola arabaya insanlara geliyor veya falza sulama yapılıyor.

İstanbul yol kenarlarında ve park ve bahçelerinde yer alan sulama sistemlerinin doğru ve düzgün çalışmıyor olması israfa yol açıyor. Bu nedenle bir kaç sorum var.
1- İstanbulun bahar ve yaz aylarını kapsayan Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos ayları içerisinde günlük ortalama su tüketimi kaç metreküp ve bu tüketim içerisinde park ve bahçeler ile yol kenarlarında yer alan çiçekli ve çimli yeşil alanlara harcanan su tuketimi kaç metreküp, payı nedir?

2- İstanbulda kaç noktada sulama sistemi var kaçı otomatik sisteme sahip, kaçı işçiler tarafından yönetiliyor?

3- Bu işçilere sulama, park ve bahçe eğitimi veriliyor mu? Eğitimin içeriği nedir?

4- Sulama sistemlerinin verimliliği ile ilgili bir raporunuz var mı? bir çalışma yapıldı mı?

5- Tüm sulama sistemlerinin otomatik devreye girmesi ve bir merkezden yönetilmesinin maliyeti nedir bununla ilgili bir projeniz var mı? Yoksa neden?

6- Sadece döneminizde değil sizden öncede yaşanan bu su israfından başka bir şey olmayan sulama sistemleri problemi ile ilgili yıllar içinde yapılan çalışmalar var mı? Varsa nelerdir?

İlginiz için teşekkürler.

Saygılarımla,”

VE İŞTE GELEN CEVAP;

Bilgi edinme ibb

OKDUYSANIZ CEVABI ŞİMDİ GELELİM CEVAPLARI DOĞRU OKUMAYA;

1- İlk soruma cevabı yarım vermişler. 17 Milyon Metreküplük bir harcama yaptığını bilen müdürlük eğer benim acaba İstanbul genelindeki payım ne diye merak etmiyor ve bir rapor hazırlamıyorsa bu çok büyük bir eksiklik. Ayrıca Ben sorumu İBBye genel sordum sorumu Müdürlüğe yönlendiren Beyaz Masa yönlendirdiği müdürlükte bu bilgi yoksa yine beni ilgilendirmez. Kısacası bu sorumun cevabı verilmeliydi basit bir bilgi aslında ama nedense (!) verilmemiş.

2- Vatandaş olarak istanbulda kaç sulama sistemi var kaçı otomatik kaçı manuel diye sorma hakkım veya bilgi alma hakkım yok mu? Yokmuş demekki çünkü arazi şartlarına göre diyerek geçiştirmişler. Bari toplam rakamı söyle. O da yok. Acaba diyorum tam sayıyı onlarda bilmiyor da o yüzden mi böyle yazdılar? 

3- En azından eğitim verildiğini ve sertifika aldıklarını öğrendik çalışanların ve bu güzel bir şey gerçekten. Ancak nedense sahada bu eğitimin karşılığını sulama kısmında özellikle göremiyorum vatandaş olarak. Bunun denetlemesi kim tarafından yapılacak? Yapılıyor? Park ve Bahçeler Müdürlüğü eğitim verdirttiği personelinin ne eğitim aldığını bilmiyor mu? Garip. Ben bir alt firmadan taşeron hizmet alsam ve personel eğitilse siz bunları nasıl eğitiyorsunuz, benim işimi yaparken hangi eğitimle yapacak işi diye merak ederim. 

4-5-6 sorularımın ise ayrıca çalışma gerektirdiğinden, ki evet ayrıca çalışma gerektiği için size soruyorum zaten yoksa bende bulur bilgiyi ve uyduruk cevaplarla geçiştirirdim, cevap vermemişler. Lütfetmişsiniz,  sorduğum sorulara kaçamak verip aslında hiçbir cevap vermeyerek. 

KISACA HİÇBİR SORUMA DÜZGÜN CEVAP VERMEMİŞLER. TAM BİR KOMEDİ!

Özellikle 5. sorumda “…bununla ilgili bir projeniz var mı? Yoksa neden?” diye sordum fakat hiç ilgilerini çekmemiş bile. Demekki İstanbulun yakın zamanda akıllı tam otomatik sulama sistemine geçeceği yok. Çünkü mantık “nasıl olsa su var yaa bir şey olmaz.”

Olur beyler! Olur hanımlar! olur. Şimdi dikkat etmezsek çok daha yakında olur. Şimdiden planlamazsak çok daha vurucu olur. 

Son olarak; şu zamana kadar soru sorupta bu kadar kötü, özensiz ve belirsiz cevap aldığım ilk kurum olmayı başaran, sorularımı cevaplamayarak aslında belkide HAKLI OLDUĞUMU ve sulama işlerinin şu haliyle tam bir israf makinesi olduğunu kabul eden Park ve Bahçeler Müdürlüğüne ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. 

Standart