Okuma alışkanlığını canlandırmak için ne yapıldı? Bir kaç basit fikrim var.

kutuphane_296443

Nasıl bir süreç aldı başını gidiyor böyle belli değil ülkede. Tam olarak nerede başladığını az çok kestirebiliyor insanlar ancak perde arkasında neler döndüğünü elbette bilemiyoruz. Bunu bilemediğimiz gibi bu işin nerede sonlanacağı hakkında ise hiçbir fikrimiz yok. O yüzden o konuya ve bağlı konulara girmeyeceğim.

Başka şeylerin de konuşulması lazım bu ülkede. Acilen! Her şey siyaset değil, her şey para da değil.  Ülke apolitik dediniz, gençler politika ile ilgilenmiyor dediniz, siyasetin kirli sokaklarına soktunuz gençleri zar zor ve şimdi onları sokaklara kütüphaneye gitmeye değil polisi taşlamaya, devlet ile çatışmaya çıkardınız. Belki bilerek belki bilmeyerek yaptınız çoğunuz bunu. Sadece ideolojiniz için ideoloji ne bilmeyen gençleri kullandınız. Planınız tıkır tıkır işliyor gibiydi açıkçası ancak Türkiye’de pek sökmeyecek bir senaryo olduğu er geç ortaya çıktı. Bu memlekette devlete baş kaldırı operasyonları tutmuyor. Net.

Keşke gençler apolitik kalmaya devam edip dersine, işine, arkadaşlarına baksaydı. Keşke devlete taş atacağına sağlam düşünce altyapısı ile sağlam fikirler fırlatsaydı da peşinden gitseydik ülkece. Ahh ahh. Neyse (şimdilik), kütüphane demişken bir konuya daldık madem devam edelim. Hemen aklıma gelen şeyleri yazacağım konuyla ilgili. Twitterda bir kaç tivit ile belirttim. Bugün “otobüsler OKUbüs” olsun gibi bir şey gördüm oradan coştum böyle. Ne harika bir fikir.

Eskiden pastaneler gençlerin, sevgililerin, arkadaşların, dostların, yaşlıların hepimizin buluşma yeriydi. Pastanelere gidilir sohbet muhabbet artardı. Sonra pastanelerden çıktı iş başka yerlerde buluşmalar başladı. Buluşma saatleri geç saatlere alınmaya başladı. Diskolara kaydı, sahillere, sinemalara, internet kafelere vs kaydı. Teknoloji gelişti, geliştikçe gördüğün gibi her şeyi etkiledi. Etkileyecek de elbette.

Ancak bu akışta sürüklenip giderken en azından insanlar için bir kaç şeyi değiştirmek lazımdı, yapamadık ülke olarak. Hala vaktiğimiz olduğu açık. Çabalamak şart.

Mesela sürekli yayınlanan kimi gerçekten sağlam, kimi ise yapmış olmak için yapılmış o enteresan kamu spotlarından birinde de gençler buluşma noktası olarak kütüphaneyi seçseler, kütüphaneler özendirilse orada kitaplar üzerine sohbet imkanı olsa yazarlar ile, kütüphanelerde gerçekleşse imza günleri? Kültür ve Turizm Bakanlığında onca adam bunu düşünemiyor mu? veya düşünüyor ise okuma alışkanlığı bu kadar düşük bir ülkede planları ne? Kütüphanelerin fiziksel şartları bir düzenlense önce, gençlerin ilgisi çekecek şekilde modernleştirilse veya alabildiğince klasik olsa ama ihtişamı ile bizi çekse? Kütüphanenin sadece kitapların rafları dizili olduğu bir yer olmadığı anlatılsa gençlere artık bir an önce! Daha çok kütüphane açılsa!

Mesela otobüslerde, metrolarda, marmarayda, metrobüste mutlaka kitap dergi için raflar olsa ve orada ücretsiz kitaplar, gazeteler, dergiler olsa. İnsanlar en azından neymiş diyerek merak edip alsa. Varsın çalınsın, varsın yerine konmasın koskoca devletin gücü dergiye kitaba mı yetmeyecek? Gücünü tekrar yerine koyarak gösterecek Devlet. Ben bu insanlara okuma alışkanlığı kazandıracağım kararlılığını gösterecek. Bunu göremiyorum açıkçası. Net adımlar yok.

Kütüphane yüzü görmemiş gençler var koskoca ülkede? Hatta dönüp kendine bakın kaç kere kütüphaneye gittin?

İddaa ediyorum kitap okuma alışkanlığı ailede öğrenilmiyor. 1. etken ve tek etken çevre. Sen çocuğuna ne dersen de okula gittiği, dışarı çıktığı an arkadaşı onun her şeyi. Arkadaşı kitap okumuyorsa o da okumuyor. O zaman yapılacak şey anne-babaya hitap etmek yerine, gençlerin çevresine yani tüm gençlere hitap etmek.

Gençleri saf iken, toy iken, okumamış, öğrenmemiş iken içine çeken siyasetin kirli yüzüne karşı dimdik ayakta durmak gerek. Gençlerimizi bilgilendirdikten, okuttuktan sonra kendi süzgeçlerinden fikirleri görüşleri geçirebilecekleri duruma getirdikten, araştırmacı yaptıktan sonra bırakın zaten onlar yürür. Siyasete de atılır sağlam adımlarla, sağlam fikirlerle, şirketini de kurar, gider bir yerde işe de girer. Kendine güvenir bir kere.

Elbette sadece kitap okumak yeterli değil her şey için ancak ilk adım, ilk emir!

Not: Resimde washington dcde yer alan kongre kütüphanesi var. 

Standart